Bisikletin kursu mu olur, sorusunu çevrenizden çok mu fazla duyuyorsunuz? Belki de kendinize bile bu soruyu soruyorsunuz. Bisiklet kursunu anlatmadan önce Türkiye’ de bisikletin yerini biraz incelemek gerekiyor.
Bisiklet bizim için nedir?
Çocukluğumuzda öğrenmemiz gereken, karne hediyesi ve çocukların sürebileceği bir oyuncak mıdır?
Yetişkin birini bisiklet sürerken görünce tuhafımıza mı gitmeli?
Belki bu saydıklarımın tam tersini düşünüyorsunuz ama ne yazık ki ülkemizde çoğu kişi bu düşünceye sahip o yüzden de bisikletin kursu mu olur gibi bir soru çıkıyor ortaya…
Çünkü bisiklet çocukken öğrenilir ve sürülür, çocukken bunları yapamadıysan yetişkin olmuşsun artık senden geçmiş öğrenip ne yapacaksın öyle değil mi?
Hayır öyle değil…
Bisiklet bir yaşam biçimi, spor, hobi, ulaşım aracı, sosyal bir aktivite ve mutluluk kaynağıdır. Bisiklet, insanlık için yapılmış en büyük icatlardan biridir.
Böyle bir şeyden kim, neden mahrum kalsın? Çok kilolu olduğun için mi? Çok korktuğun için mi? Çevredekiler ne der diye mi? Belki de bisiklet sürmeyi öğrenmek için çok yaşlı olduğunu düşündüğün için öyle mi?
”Hiçbir şey için geç değildir” sözü; Tolstoy’ un bisiklet sürmeyi 67 yaşında öğrenmesi üzerine söylenen ve günümüze Tolstoy’ un bisikleti kavramı olarak gelmiş bir sözdür.
Bu yüzden bisiklet sürmenin kursu olur evet..
Yürümenin bile kursu olur, özellikle İstanbul’ da… İnsanlar bisiklete önem vermediği gibi bisiklet sürenlere de önem vermiyor ve sahillerdeki bisiklet yollarında yürümek gibi bir hataya düşüyorlar.
Siz ne yaparsanız yapın kimse kendi hatalarını görmeyecek ve sizi eleştirip duracaktır. O yüzden kim ne diyor demeden içinizde ukte kalan bisikleti, kursa katılarak çok kısa bir zaman içinde öğrenin…
Unutmayın insan istedikten sonra yapamayacağı şey yoktur…
Fatih Yıldız – Bisiklet Sürüş Eğitmeni